Mariana Çukuru

01.05.22
01
Zeynep Sude  ÇETİN
Zeynep Sude ÇETİN
Tüm Yazılar

Adını Mariana adalarından alan Mariana Çukuru dünya üzerinde bilinen en derin noktadır. Çukur, Pasifik Okyanusu’nda Japonya ve Endonezya arasında, Guam Adası ve Mariana adalarının güneybatısında yer alıyor. Çukurun güney ucunda ise en derin noktası olan Challenger Deep bulunuyor. Güncel ölçümlere göre en derin noktası yaklaşık 10.994 metredir. Uzunluğu 2.542 kilometre, genişliği ise 69 kilometredir.

Mariana Çukuru, yer kabuğunu oluşturan plakaların birbirine yaklaşması sonucunda Pasifik ve Filipin plakalarının birbirine çarpışmasıyla oluşmuştur. Bu çarpışma sonucunda Pasifik plakası Filipin plakasının altına girmiştir. Bu iki plaka da kuzeybatı yönüne doğru hareket etmektedir. Ancak Pasifik plakası Filipin plakasından daha hızlı hareket ettiği için Filipin plakasının altına girerek sürekli bir basınç oluşturuyor. Oluşan basınç sık sık bu bölgede depremlerin oluşmasına sebep oluyor.

Mariana Çukuru 1872-1876 yılları arasında Challenger seferi ile keşfedilmiştir. Challenger seferinde denizciler, denizin derinliğini ölçebilmek için yaklaşık 1 kilogramlık ağırlığı ipe bağlayarak suyun dibine atmışlardır. Bu şekilde okyanusu gezerlerken çukurun olduğu yere geldiklerinde kullandıkları ağırlığın dibe batması 1 saatten fazla sürmüştür. Derinliği yaklaşık 5 km olarak tahmin etmişlerdir. Daha sonraki yıllarda Sonar cihazının kullanılmasıyla derinliğin yaklaşık olarak 11 km olduğu ölçülmüştür.

23 Ocak 1960 tarihinde ise İsviçreli bilim insanı Jacques Piccard ile Amerika Birleşik Devletleri Donanması'ndan Teğmen Donald Walsh, Trieste Batiskapı içinde Mariana Çukuru'na inebilmeyi başaran ilk insanlar olarak tarihe geçmişlerdir. Trieste 11 kmlik basınca dayanabilmesi için özel olarak tasarlanmıştır. 5 saatlik süre sonunda çukurun dibine inebilmeyi başarmışlardır fakat dıştaki camlardan birinde yüksek basınçtan dolayı oluşan çatlak yüzünden dipte kalmaları 20 dakika sürmüştür. Burada geçirdikleri 20 dakika içerisinde dipteki kumun kalkıp suyu bulanıklaştırmasıyla hiçbir görüntü elde edememişlerdir. Sadece pisi balığı olduğunu düşündükleri bir balık görmüşlerdir. Bu sayede o kadar derinlik ve basınç altında canlılık olabilir mi sorusuna ışık tutmuşlardır. 

2012 yılına gelindiğinde ise bu çukura tekrar inebilmek için dünyanın farklı noktalarından 4 ekip birbirleriyle yarışa girmişlerdir. Bunun sonucunda Challenger Deep adlı aracın çukura inmesi kararlaştırılmıştır. Dünyaca ünlü yönetmen James Cameron bu araç ile çukurun dibine iniş yapmıştır. Tek başına 10.898 metreye inip 3 saat boyunca kalan  Cameron çekeceği belgesel için su, toprak ve canlı örnekleri içeren görüntülerle yüzeye dönmüştür. Cameron, çok daha ilginç canlılar görmeyi beklediğini ama 2,5 cmden daha kısa karides benzeri canlılar gördüğünü dile getirmiştir. 

Bu 11 kmlik derinliğin altındaki basınç tam olarak 1.086 bar olarak ölçülmüştür. Bilim insanlarının aklına en çok takılan sorulardan biri ise  bu kadar basınç altında canlılığın olup olmadığı olmuştur. İlk olarak Trieste batiskapı ile inen Piccard ile Walsh  pisi balığına benzeyen bir canlı görmeleriyle bu soruları aydınlatmıştırladır. 1.086 bar basınç altında kalsiyum sadece çözünmüş halde bulunabildiği için burada omurgalı bir canlı olsa kemikleri direkt çökerdi. Bu nedenle Mariana Çukuru’nda omurgasız canlıların yaşadığı anlaşılmıştır. En derinde yaşadığı bilinen balık bir snailfish türü olan Pseudoliparis amblystomopsis. Cameron’ın seferinde ve ondan sonraki inişlerde ise yeni bir deniz hıyarı türü ve çoğu bakteri, bir kısmı da amfipot olmak üzere 68’in üstünde yeni canlı türü keşfedildi.

13 Mayıs 2019’da Amerikalı deniz altı kaşifi Victor Vescovo, Mariana Çukuru’na indi. Yüksek basınca dayanacak şekilde üretilen aracıyla 10.927 metreye kadar inip 4 saat kalan Vescovo, araştırmaları anında canlılar ve renkli kayalıklar dışında plastik poşet ve şeker ambalajlarına denk gelmiştir. Ayrıca bilim insanları yaklaşık 8 km derinlikteki canlılarda radyoaktif karbon-14 tespit etmişlerdir. Bunun sebebinin ise 2. Dünya Savaşı sırasındaki radyoaktif nükleer denemelerin olduğu düşünülüyor.

Kaynakça: